22 Ocak 2012 Pazar

Hırs... Peki ne için?

Çoğunuzun bildiği kısa bir hikayeyi, yeri geldi, buradan da okuyun istedim. Bir düşünsenize, bugünü hangi yarın için yaşadınız?

Amerikalı bir zengin, iş seyahati sırasında Meksika'nın küçük bir kıyı limanda gezerken, bakmış ağzına kadar balık dolu bir tekne ve içinde keyifli bir balıkçı. "Merhaba balıkçı" diye seslenmiş, Bu balıkları ne kadar zamanda tuttun?" "Bir iki saatimi aldı" demiş balıkçı.
İştahlanmış bizim işadamı; "Ee, niye biraz daha kalıp daha fazla tutmadın?" diye sormuş. "Bu kadarı bize yetiyor da ondan" diye omuz silkmiş balıkçı. Şaşmış balıkçının bu kanaatkarlığına işadamı; Kalan zamanını nasıl geçiriyorsun peki" diye üstelemiş.
Balıkçı, özetlemiş bir gününü: "Sabahları açılır, biraz balık tutarım. Sonra çocuklarımla oynarım. Öğleyin karımla biraz siesta yaparım. Akşamları amigolarla beraber gitar çalıp şarap içer, geç vakte kadar eğleniriz. Oldukça meşgul sayılırım senyor".
Gerinmiş Amerikalı: "Bak" demiş "..ben sana yardımcı olabilirim. Bu işe daha çok zaman ayırmalısın. Daha büyük bir tekne bulup daha çok balık tutmalısın. Oradan elde edeceğin gelirle daha büyük tekneler alırsın. Kısa sürede tuttuğun balıkları doğrudan işletme tesislerine satarsın. Hatta zamanla kendi balık fabrikanı bile kurabilirsin. Kısa zamanda balıkçılık sektöründe bir numara olursun". Balıkçı merakla "Bunları yapmak kaç sene alır sinyor" demiş:"15-20 yılda halledersin" demiş Amerikalı, "Ama sonrası daha parlak: Zamanı gelince şirketini halka açarsın, hisselerini iyi paraya satarsın, kısa zamanda zengin olup milyonlar kazanırsın."
Milyonlar ha..." diye tekrarlamış balıkçı... "Eeee... sonra?" "Sonra emekli olursun. Küçük bir balıkçı kasabasına yerleşirsin. İstersen zevk için balık tutarsın. Çocuklarınla oynar, karınla keyfince siesta yaparsın.
Akşamları da arkadaşlarınla şarap içip gece yarısına kadar gitar çalarsın. Nasıl...? Mükemmel değil mi? "Balıkçı cevap vermiş,"Sence ben şu anda ne yapıyorum!?.. "
Bir an olsun durup düşünseniz; "Bütün bu telaş ne için?.."
Arada denize açılıp, çocuklarınızla oynaşmayacak, dostlarınızla gitar çalıp şarap içemeyecek olduktan sonra onca koşturmanın ne anlamı var?
Hırsla örülü onca yılın vaat ettiği final, halen yanı başımızda duran mutluluksa, bu yarışa ne gerek var?
CAN DÜNDAR
Einstein'ın bir sözü bu hikayeden sonra iyi gider:
"Çok hırslı insanlar toplumda övülür ve hep başarıya ulaştıkları düşünülür. Ama hırslı insanlar bana; kendilerini durmadan yıpratan, hiçbir zaman doymayan, başarı için her yol mübah diyecek kadar ilkelerinden uzaklaşabilen insanlar gibi gelirler."

6 yorum:

Adsız dedi ki...

Hırs ve tamahın başladığı noktada saf duygular sona erer Balzak
Çok kazanmak isteyen kaybeder
La Fontaine
Yazınız çok güzel.

Adsız dedi ki...

Makam mal mülk gibi hırsların altında kalan insanlar sürekli problem yaşarlar mutluluğu bulamazlar.

Aybike dedi ki...

Sabah, Eyyvah cok is var! diye ise kostura kostura gelen arkadasini sakinlestiren yazi..Super! :)

kisakahvemolas dedi ki...

Aybikecimm bu yazı asla sana gelmiyor, sen hırsla değil azimle hareket eden ve hiç bir zaman kimseyle savaşmadan hep başarılı olanlardansın...

Murat dedi ki...

Usume alindim ama :)

kisakahvemolas dedi ki...

Muratcım mümkün değil üstüne alınamazsınnn :)