* Phuket yazılarımın neredeyse sonuna yaklaştım. Bir kaç video ile Phuket yazılarını noktalayacağım, sıra yeni şehirlere geliyor. Phuket kadar uzun sürmeyecek Bangkok yazı dizisi, yakında buralarda olacak! Sonrasında Avrupa şehirlerini yazacağım.
|
Bangkok'ta Sky Train ve altında kalan şehir... |
|
Samsara: anlatacağım... |
* Balayına gidiyorsunuz, evlendiğiniz adam "Otelin parasını bir gün sen ödersin, bir gün ben." diyor. Balık yemeğe gittiğiniz bir başka gün, adam gelen hesapta üç-beş liranın hesabını yapıp restoranda olay çıkarıyor. Yerleştiğiniz evinde hiç bir eşyasına dokunamıyorsunuz, misafirliğe gelmiş bir yabancı gibi, bir eski yatağı olan odaya yerleşiyor, yıllarınızı bu şekilde geçiriyorsunuz. Evdeki muhteşem kitaplara, harika filmlere dokunmanız bile yasak. Lavabonun aynasının önünde es kaza rujunuzu, kreminizi unutmamalısınız... Eski eşyalarla dolu evde bunalıp güneşli havada yürümek istediğinizde "Nereye?" sorularıyla karşı karşıya kalmaktan korkuyorsunuz. Yakında bu olayları kimin yaşadığını yazacağım. Onları tanıyorsunuz...
* Çarşamba gecesi Okan Bayülgen'in 'Kral Çıplak' gecesiydi, ilk konuğu Çolpan İlhan'dı. Zarif, mütevazi, yetenekli ve hayatta yaşadığı her şeyi olgunlukla karşıladığını düşündüğüm bir kadındır Çolpan İlhan. Attila İlhan'ın kız kardeşi olması, Attila İlhan'ın hayatıyla ilgili okuduğum her şeyde karşıma çıkmasını sağladı. Ekranda görmek sevindirdi beni.
|
Birbirine bağlı Converse'ler... |
O akşam bir kadın yayına telefonla bağlandı: "Kumral Ada kitabında sizin hayatınızdan esintiler var mıydı?" diye sordu. Çolpan İlhan bir süre anlamadı soruyu. Sonra "Buket Hanım'ın kitabı mı? Abimin Buket Hanım'la arkadaşlığı vardı, olabilir, benim bilgim yok." diye cevap verdi.
Her şeyden önce, kitap Kaptan Attila İlhan'a ithaf edilmiştir. Ayrıca bu kitap, eminim binlerce kişinin büyük merakla okuduğu, okuyan herkesin de hayatına yer etmiş bir romandı. Kuşkusuz Buket Uzuner'in en etkileyici eseriydi. Bana kalırsa, kitap kesinlikle İlhan-Alışık ailesini anlatıyordu, elbette değiştirilen bazı yerler vardı. En başta, Kumral Ada, Alışık ailesinin bilmiş kız çocuğuydu, buradan hikayede bir karakter değişimi olduğu belliydi. Ama okudukça kimin kime denk geldiğini kolayca yerleştirebilirsiniz. Çolpan İlhan'ın kitabı okumamış olması, hayatlarından bir esintinin olup olmadığına dair bir fikrinin olmaması beni şaşırttı. Ama verdiği cevaptan kesinlikle kitabın aileyi anlattığına kanaat getirdim. Bunca mütevazilikle yaşayan bir kadının özel yaşamıyla ilgili daha fazla soruya cevap vermek istemeyebileceğini o yüzden de soruyu böyle geçiştirdiğini zannediyorum. Okumamın üzerinden tam 10 yıl geçse de, o soru beni geride kalan birbirine bağlanmış Converse'lere götürdü. Sohbetin devamı ilgimi daha fazla çekmedi.
2 yorum:
Ben BU'nun en çok YOLDA'sını seviyorum galiba.
Ben blogunuzda Buket Uzuner'le fotoğraflarınızı görmüştüm!!! Bir dahaki görüşmenize gelebilir miyim? :)
Yorum Gönder