5 Kasım 2015 Perşembe

Bir İki Bloga Saldırasım Var!

Çocuk yetiştirme konusunda yazan bazı bloglara sesleniyorum!



Dün çok meşhur bir blogda "uyku eğitimi" ele alınmış, tesadüf açtım baktım.
O da ne! Yazıyı Hitler yazsa bebekler anca bu kadar sert bir uyku eğitimi alır. Yazı adeta "1 yaşına kadar uyku eğitimi vermediyseniz zaten geçmiş ola" filan diyor. 6. Aydan sonra gece emzirilmesine de tamamen karşı. Acıkmayacak o bebek uykusunun arasında, o kadar! Uyku saati tektir ve asla bozulamaz diyor. Valla bu herhalde tamamen yapayalnız yaşıyan, her günü aynı modda geçen bir anne. Ne bir yere gidiyorlar, ne kapıyı bir çalan oluyor ve o çocuk 8 dedi mi robot gibi uykuya geçiyor. Efendim, çocuk şirinlik bile yapsa assla yumuşamayacakmışız. Uyku eğitimi her şeyden önce geliyor. Ayrıca kendi odanızda yatırmayacaksınız. Sizin odanıza gelirse kovalayacaksınız, çocuk değil sinek çünkü. Korkuları olan, endişeleri olan, hayatın başında henüz hiç bir şey bilmeyen miniklerimizden mi bahsediliyor sizce?
Neyse bu da değil takıldığım, şimdi birileri kalkıp "ama bilimsel method bu" filan diyecek. Yazının altında 127 anne "biz mahfolduk bu durumda, gitti bizim çocuk elden" diye feryat figan bağırıyor. Blog yazarımız "Evet gerçekten gitmiş sizin çocuk, yapılacak bir şey yok artık. Bu arada siz hiç mi bunları okumadınız, çok cahilsiniz keşke ölseniz" modunda takılıyor. Vay vay vay sayın seyirciler! Şimdi bu cevabı alan anne ne yapsın? En iyisi bu çocuğu versin, bir başka çocuk yapsın. Uyku eğitiminden nelere sürükler bu adamlar insanı, bilmem anlatabildim mi?

Başka bir blog emzirme de emzirme diyor. Emziremedin mi, çocuğunla bağının oluşması imkansız! Çocuğun çok sağlıksız olacak. Bütün kötülüklerin anası emzirmemek! Yine tabii ki, robot olduğumuz gerçeğiyle karşı karşıyayız. Her annenin sakince bebeğini emzireceği ortamı var, her annenin sütü adeta taşıyor, yerlere akanlar için çare düşünüyor filan. Valla arkadaşlar hayat inanılmaz karışık, keşke dediğiniz/sandığınız gibi emzirilen çocuğun hiç hasta olmaması filan gerçek olsa. Benim tanıdığım çoğu emzirilen bebek de gayet hasta oluyor. Yeri geliyor emzirilemeyen bebeğin annesiyle arası emzirilen bebekten çook daha iyi oluyor. Tamam reklamlara kanıp emzirmemezlik etmeyelim filan da bu kadar da abartıp saçmalamayalım lütfen.

Bir diğer grup "doğal doğumcular". Efendim bu grup diyor ki; ben en doğal şekilde doğurdum. Sen doğuramadın mı öyle, püüüü sana! Şimdi senin çocuğun astım olacak, senin çocuğun her türlü mikroba açık. Senin çocuğuna geçmiş olsun, kayıp gözüyle bak sen ona artık, ayrıca sen de yetersizsin tabi. Ya arkadaşım, sezeryana girmesek ölecektik o doğumu yapıcam diye ama onurlu ölecektik dimi! Sen de benim arkamdan yıllarca yas tutacaktın. Çünkü benim neşeyle çocuğumu elime alma, onu tüm sevgimle büyütebilme filan gibi hayallerim olmamalı. Ben bir robotum, çocuğum da robot ve biz doğal doğum yaparız, çocuğumuzu ilk günden odasında yatırırız, ağlarsa bile gitmeyiz yanına öyle hemen, onu çaresizlik içinde bırakırız ama kendimizle gurur duyarız ve emzirir emzirir otururuz.

Bakın ben hiç birine karşı değilim. Emzirin tabii mümkünse, doğal doğum yapabiliyorsanız ne mutlu, bebeğiniz bu çeşit bir uyku eğitimine açıksa çok güzel. Ama ölçüyü kaçırdığınızı düşünüyorum. Yeter artık, herkesin yaşamı kendisine. "Bunu yapanlar şunu gözlemliyor, yapmayanlar şunu gözlemliyor" filan deyin geçin.Niye annelerin ciğerini parçalıyorsunuz yahu? Önemli olan bebeğimizle en güzel anları yaşayabilmek, mutlu olabilmek filan değil mi? Ama yok, siz zaten kendinizden olmayanı dışlarsınız. Dışlarken de yükselir ve ayağınızın altında kalanları iyice ezersiniz ve onların yok olmasını istersiniz. Onlar sizin cümlelerinizle hiç mutsuz olmuyor, çaresizleşmiyor ve çocuklarıyla bağlarını sorgular hale gelmiyor değil mi blogger'lar? Onlara huzur verme hakkı tanımak gereksiz değil mi?

Ben neler yaptım ayrıca yazarım belki bir yazıda. Benim bunlardan hangilerini yapıp yapmadığım ne kadar önemli bilmiyorum. Anneler, bence bu blogları takibi filan bırakın ve bebekli hayatın tadını çıkarın. İnternet ortamı, hatta çok havalı sandığınız binlerce takipçili o bloglar, baskı yapan mahalle insanına dönmüş.