Çünkü bisiklet kullanmayı öğrendim!
Bir grup bisikletliyle yola çıktığımız bir çocukluk hatırasında ben, komşumuzun kızı olan bir ablanın arkasında misafir yolcuydum. Yolculuk uzayınca, 28 numara ayaklarım yoruldu ve koyacak yer aradım. İlk gördüğüm yer, ön jantların arası oldu ve minik sol ayağımı hızlıca geçiriverdim. Abla bisikletten ayrılarak 2-3 metre önde bir yerlere fırladı, üstü başı ve pek hevesle giydiği yeni kotu paramparçaydı. Ben önce kocaman bisikletle yerde biraz sürüklendim; ayağımsa küçücük arkadaşlarımın, kuzenimin, yaralı ablanın uğraşlarına rağmen jantların arasından çıkarılamadı. İki-üç kişi beni, iki-üç kişi de bisikleti çekiyordu ama biz ayrılamıyorduk. Vakit biraz geçince benim ayağımın morluğunun da ileri seviyelere geldiğini farkettik. Küçük arkadaşlar sağdan soldan yardım aranıp koşuşmaya başladı. Evinin önünde düştüğümüz aile feryatlara kulak verip yanımıza geldi. Ne şans ki, doktor bir ailenin evinin önünde düşmüşüz. Ayağımın artık fazla morardığını görünce, evden getirdikleri bir kaç bahçe aletiyle jantları kopardılar. Jantların içinden çıkan minicik mor ayağıma bir şeyler sürüp bandajladılar. Eve bir kaç miniğin desteğiyle -biraz da abartı mıydı acaba?- seke seke yürürken "Bir daha asla bisiklete filan binmicem!" diye onlarca kez sinirle tekrarladım.
Gerçekten de üzerinden 20'den fazla yıl geçmesine rağmen hiç bisiklet sürmeye heveslenmedim, herkesin bindiği çocukluk yıllarında kimseyi izlerken özenmedim, bisiklete binmek aklıma bile gelmedi. Ne olduysa yakın zamanda oldu, kilo almaya başladığımızı farkedince, ne yapsak diye de düşünmeye başladık. Güzelim yaz aylarında spor merkezlerine kapanmaktansa, birer bisiklet alıp ferah ferah gezmek çekici geldi. Zaten uzun zamandır, yurtdışına gittiğimizde, halka açık bisikletleri sürememek kanıma dokunuyordu doğrusu. Herkes Amsterdam'ı "bisiklet şehri" diye anarken, ben şehrin bu özelliğini tamamen es geçiyordum. Bisikletle on dakikada gezilecek şehri, ben arşınlayıp vakit kaybediyordum ve daha kötüsü kaybettiriyordum.Salı günü kendime bir bisiklet alıp, dün ilk kez deneyebildim. Yarım saat içinde bisikleti sürmeye başlamıştım! "Bisiklet aldım ama öğrenmem mümkün değil" diye herkese söylenip dururken, bunca yıllık korkuma rağmen, büyük bir tabumun yarım saatte yıkılmasına inanamıyorum! Şirin bisikletim ve acemi şoförü, artık yollarda! Site halkına duyurulur, yürürken daha temkinli olmalısınız! Henüz, önüne hızla çıkan biri olursa ne yapacağını bilemeyen, yokuşlarda "Allah Allah Allah" nidalarıyla son sürat inen, fosforlu, tam korumalı bir serseri mayın yollara düştü!
