3 Nisan 2012 Salı

Sky Train'in İmza Attığı Şehir: Bangkok

Kısaca 'Bangkok', dünyanın en uzun şehir ismiymiş ve aslı şöyleymiş:


Krung thep mahanakhon amon rattanakosin mahinthara ayuthaya mahadilok phop noppharat ratchathani burirom udomratchaniwet mahasathan amon piman awatan sathit sakkathattiya witsanukam prasit.


Yani;

Melekler sehri, buyuk sehir, zumrut buddha nin istiratgahi, tanri indra nin zaptedilemez sehri, dokuz degerli tas bahsedilmis buyuk baskent, reankarne olmus hukumdar tanrilarin ilahi istirahatgahlarini andiran muhtesem kraliyet saraylari ile dolu mutlu sehir, indra tarafindan verilmis ve vishnukarn tarafindan insa edilmis sehir...



Bana kalırsa; eğlence şehri, alışveriş cenneti, rengarenk ve ilginç tapınaklarda yaşayan turuncu cübbeli keşişlerin her sokakta dolandığı değişik şehir, güzel, şık ve iyi insanlar diyarı ama ilk bakışta sky train'in imza attığı şehir...


Yüksek binaların altında Bangkok...
İlk kez 9 Mayıs 2011'de, Suvarnabhumi Havaalanının camından ve uçakla tepeden görüp, tam 1 hafta sonra kanına karışabileceğimiz kalabalık ve renkli şehir. Henüz yaşayacağımız 4 günde nelerle karşılaşacağımızı bilmiyoruz, şimdilik bindiğimiz taksi bizi otelimize götürüyor ve biz de gözlerimizi koca koca açıp şehrin nasıl bir yer olduğunu keşfetmeye çalışıyoruz... 


İlk izlenimimiz şu: Bu şehrin metrosu havaya yapılmış, adı da Sky Train, yani gök treni, bu da gölgede bir yaşam yaratmış, sokaklarda bir beton yığını hissi var. Üstelik binalar da çok yüksek. Ama altında akan hayat oldukça renkli, tıpkı içinde olduğumuz fosforlu pembe taksi gibi. 
Bangkok'ta rengarenk taksiler. Fotoğrafın sol yanında gördüğünüz büyük beton ayaklar Skytrain'i taşıyor.
Sokaklar sıcak ama genelde gölgedeyiz, çünkü skytrain'in olmadığı yerde de skytrain'in tüp geçitleri var...
Ulaşım yine tuktuk ile sağlanıyor, Phuket'te olduğu gibi. Bana poz veren Bangkoklu gençler baya sıkışarak binmişler,  eğleniyorlar :)
Bangkok sokaklarından...
İlk gün Hard Rock Cafe'de yiyoruz. 1 Hafta Phuket'ten sonra; eti, ekmeği, patates kızartmasını özlemişiz. Phuket'te de Mc Donalds ve Hard Rock Cafe vardı ama pek tercih etmemiştik. Bangkok'ta deniz ürünleri ne Phuket'teki kadar ucuz ne de güzel.
Hard Rock Cafe binası oldukça şıktı, pek güzel çekememişim ama fikir veriyor.
Her yer araba...
Hava karardıkça şehrin daha da renklendiğini gördük. Saat 17:30'dan sonra ana cadde Skhumvit'te, Skytrain'in beton ayaklarının çevresine onlarca satıcı standlar koyup satış yapmaya başlıyor. Rengarenk, zevkli ve ucuz kıyafetler, takılar, ayakkabılar, çantalar, renkli lensler, gözlükler, kırtasiye eşyaları ve daha neler neler satıyorlar. Bangkok'ta her gün sokaklara 2-3 saatliğine kurulan bu eğlenceli dünyaya kendinizi öyle bir kaptırıyorsunuz ki, satıcılar standlarını saat 21:30-22:00 civarında toplamaya başlayınca hızla ne gördüyseniz almaya çalışırken buluyorsunuz kendinizi. Bu bir kaç saatliğine kendinizi bir nevi cennette hissedebilirsiniz :)

Ana cadde Skhumvit'te alışveriş standlarını keşfediyorum!
Nereye bakayım, ne alayım şaşırıyordum :)
Ortalama 200-250 Baht'a (10-15 TL arası) binlerce çeşit gömlek, tişört, elbise...
Karşıda şık bir alışveriş merkezi var: Siam Paragon
Tüp geçitten Siam Paragon'a geçiyoruz..
Sky Train bileti alırken...
Öyle canlı, eğlenceli bir hayat varki, ilk gittiğim gün Bangkok'a yerleşmek istemiştim. Kimseyi tanımadığımız bu şehrin insanları yardımsever ve sıcak kanlıydı. Tıpkı İstanbul gibi, kendine has bir hava vardı, zenginlik ve fakirlik saç örgüsü gibi birbirine dolanmıştı; bir tarafta ayağınızın altında tarih, diğer tarafta capcanlı bugün!


Seni özledik Bangkok, arkadaşlarımızı özledik, Nana durağını özledik.
Bloga yazabildiğim kadar geri dönüyorum sokaklarına şimdi...




Bangkok yazıları devam edecek...

1 yorum:

Aybike dedi ki...

Sky Train cok enteresanmis. Bir de renli arabalar! Cok canli bir sehir gibi gorunuyor. Gercekten ben de Istanbul'a benzettim. Bnm gibi Istanbul sevmezler icin boyle uzaktan steril steril resimlere bakmasi cok keyifli!Haydi artik yeni yazilar gelsin! :)